Eş-Şeyh Abdulkadir Es-Sufi (ks)

1967 yIlInda Ramazan'In arefe günü Marakeş'teki Karaviyyun camiinde müslüman olur ve ertesi yaz Meknes'te küçük bir zaviyede yaşayan Darkavi şeyhi Muhammed İbn El-Habib'e bir mürid olarak bağlanır. Şeyhi kendisine yeni yasamına uygun bir ad verir. Artık adı İan Dallas değil Abdulkadir Es-Sufi'dir.
Fas'ta bir süre kalarak içsel aydınlanması için gerekli olan temel öğrenim sürecini şeyhinin gözetiminde tamamladıktan sonra, edinmiş olduğu bilgiyi batıdaki insanlara aktarmak için İngiltere'ye döner. Kısa süre içerisinde çevresinde küçük bir müslüman topluluk oluşur. Norwich'te bir bina alarak oraya taşınırlar ve Darkavi Enstitüsü'nü kurarlar. Diwan press adı altında kurdukları yayınevnden çeşitli kitaplar yayınlamanın yanısıra İslam adlı bir dergi çıkartmaya başlarlar.
1971'de şeyhinin ölümü üzerine yeniden Kuzey Afrika'ya döner ve 76'da Bingazi'de, Şeyh Muhammed El-Fayturi'ye mürid olur. bir süre sonra Şeyhi, müridini halvete sokar ve Şeyh oldugunu açıklar. Es-Sufi artık bir şeyh olsa bile yolculuğu sona ermemiştir. Sufi olmasi nedeniyle bazı gruplar tarafindan eleştirilere uğraması üzerine islami kavrayış biçimini yeniden gözden geçirme gereğini duyar. 80'li yıllara kadar insanları tasavvuf temelli bir islama çagırdıgı görülen Es-Sufi dikkatini İslam'ın batini gerçekliğinden zahiri gerçekliğine yani şeriata yöneltir.
Bu dönemeç kaçınılmaz olarak İslam'ın politizasyonu diyebileceğimiz bir süreci başlatır ve 78'de yayınlanan cihad bu sürecin bir parçası olarak ortaya çıkar. Bankacılık sistemi üzerine ilk eleştirilerini kaleme aldığı cihad'tan sonra müslümanın çok yönlü bir toplumsal dönüşüm mücadelesi verebilmesi için gerekli olan eğitimi saptamaya çalıştığı "temel islami eğitim" adlı kitabı gelir. Kaynağını Hendek savaşından alan, tarihte Murabitunlar ve Senusilerle özdeşleşen Ribat modelini savunan Es Sufi; bu eğitimle İslam'ın bütünsel gerçekliğinin öğrenilmesini ve iç dünyanın dönüştürülerek, benliğin dünya tutkularından arınabilmesini, böylelikle kişinin hem dünyasal korkulardan hem de dünya karşısındaki köleliğinden kurtulabilmesini amaçlar. "Afrikali bir müslümana mektup'' adlı kitabında İslam'ın politizasyonunun gerekli bir süreç olduğunu fakat artık sona erdiğini açıklar. Bu, yeni bir insanın yaratılması için çalısma aşamasıdır. "Diyalektiğin sonu gelmekte olan insan için" bu aşamanın bir ürünüdür. son yıllarda çalısmalarını hilafet, bankacılık ve islam dinarı üzerine yoğunlaştıran Es Sufi bir çok kez Türkiye'yi ziyaret etmiş, Türklerin İslam dünyasındaki ağirlıgı ve tarihte oynadıkları önemli rolü işleyen bir çok önemli makaleyi kaleme almıştır. Halen Güney Afrika Cumhuriyetinde kurmuş olduğu üniversite ve diğer kurumlarla hizmetini devam ettirmektedir.