EŞ-ŞEYH ALAADDİN FERSAFİ (K.S)

Alâaddin Fersâfi Hazretleri, Irak'ta Halepçe'ye bağlı Bağa köyünde ikamet eden, mânevi nazar ve hâlleri çok yüksek olan bir büyük veli olan Şâh Muhammed Ali Hüsâmeddin'in bağlısıdır.
 
ALAADDİN FERSAFİ HZ. BABASI MUHAMMED HAZİN FERSAFİDEN MENKIBELER: Şeyh El Hazin çocuklarına Medine-i münevverede Şeyh Mürcan adında bir zattan bahsederdi.Bu zatta Resulullah’a 80 yıl hizmet etmiştir.Bir gün Şeyh el Hazin’in en büyük oğlu Şeyh Fahrettin Hacca Gidince Şeyh Mürcanı sorar.Hasta olduğu içinde evinde onu ziyaret eder.Şeyh Fahrettin’e Şeyh El hazinin sürekli Resulullah’
ın ziyaretine gittiğini ve bir defasında Resulullah’ı ziyaret etmek için izin aldığını içeri girince de Resulullah’a selam verdiğini Resulullah SAV.selamına karşılık “Ve aleykümselam ya Şeyh El Hazin” diye selamını aldığını duyduğunu söyler. Vefatından sonra Şeyh el Hazin; bir çok savaşta savaştığı ve birçok esiri düşmandan kurtardığı ve bir çok askeri savaş ateşinden koruduğu görülmüştür. Bir gün şeyh El Hazin bir akşam namazı sırasında 15 dakika Rükuda kalır.Namaz bittikten sonrada müritleri ona Şeyhim neden rükuda çok kaldınız diye sorarlar.Şeyh Hazin söylemek istememiş.Fakat müritler ısrar edince Şam’da bir müridinin ölüm döşeğinde olduğunu ve beni kalben çağırdığını ve ona yardım etmek için yanına gittiğini söyler.Bunun üzerine cemaat şeyhe şöyle bir soru sorarlar.”Ya şeyhim peki 20 ayrı yerde aynı zamanda aynı anda 20 müridin ölüm döşeğinde olsa ve seni çağırırlarsa onlara nasıl yetişirsin” derler. Şeyhin cevabı şu olur. ”Allah benim yüzüm suyum hürmetine o kadar melek yaratır ve onları benim yerime benim süretimde onlara gönderir.” Der Şeyh El Hazin hazretleri bir dileği için Allah’a Resullullah (S.A.V) için kıyamet gününe kadar hiç kimsenin daha geniş ve kapsamlı yazmadığı bir Salavat yazmaya vaade bulunur. Bu dileği gerçekleşince bir akşam uyurken Resulullah (SAV) onun yanına bedenen gelir ve uykusundan uyandırır. Salavatı şerifeyi yazmasını emretti. Bunun üzerine Hazreti Şeyh El Hazin Gayet-ül Hayrat adlı Salavatlarını yazdı. Şeyh ve müritleri her namazdan sonra bu salavatı okurlardı. Şeyh El Hazin Hacca gidince, Medine’de Mescidi nebevinin müezzininin bu salvatı şerifeleri minarede aynen olduğu gibi eksiksiz bir şekilde okuduğunu görür. Hiçbir tahrip ve tebdil olmadan başkasının aynı onu olduğu gibi okunmasına şaşırır. Müezzine bu salavatı ve bunları söyleyeni sordu. Müezzinde Resulullah (SAV)’nin hizmetçisiyle birlikte türbeyi temizlerken Peygamber Efendimizin kabri şerifin üzerinde bulduk, kimin söylediğini bilmiyoruz der. Buda bunların Allah ve Resulü katında kabul olduğuna dair bir işarettir.