Eş-ŞEYH MUHAMEED SIDDIK TAŞKESENİ (K.S)

 

Şeyh Ziyaettin Efendinin oğlu ve Şeyh Ahmet Efendinin torunu olan, Muhammet Sıddık Efendi 11.12.1914 tarihinde Erzurum’un Sultan Melik Mahallesinde dünyaya teşrif etmiştir. İki aylık iken babadan yetim kalan M.Sıddık Efendi, ağabeyi si Şehabettin Efendini nezaretinde büyümüş ve onun talebesi olmuştur. Bütün derslerini, Arapça, Fıkıh, Hadis, Tefsir, Kelam, Mantık ve Farsça okuyarak icazetini ağabeyisinden almıştır. Medrese ilmi devam ederken ilk ve ortaokulu da Erzurum’da okuyarak bitirmiştir.

1952–1954 yılları Tekman ilçesi müftülüğünü daha sonraları, 1954–1960 yılları arası Horasan müftülüğünde bulunmuştur. 1960 sonrası Erzurum merkez vaazlığına atanan Hoca Efendi Erzurum’da Horasan Müftüsü namıyla anılır oldu. 1960 İhtilalinde altı ay Sivas’ta tutuklu kalan Müftü Beyin tahliye olduktan sonra Erzurum merkez vaazlığı devam etmiştir. Bu sıralar Bitlis de Abdurrahman’i Taği Hazretlerinin torunlarından Şeyh Taha Efendiye giderek manevi irşat dersleri aldı. Onun halifesi oldu.

Şeyh Muhammet Sıdık Efendi, Erzurum’un çeşitli camilerinde vaazlarıyla halkı aydınlatırken, bir yandan da Derviş Ağa camiinin yanında ki evinde talebe okuttu, hatmeler yaptırarak yüzlerce kişinin ruhen aydınlanmasına sebep oldu. Talebeleri; Yeğeni Taşkesenli Şeyh Zeki Efendi, Tortum eski Müftüsü Hafız Yahya (Sevindik) Efendi, Karayazılı Eşref (Ağgül) Hoca Efendi, Pasinlerden (Kevank köyü) Hafız Şuayıp Hoca Efendi gibi şahsiyetler.Muhammet Sıdık Efendi, babası gibi şair ruhludur. Nüktedandır. Bazı söz ve gazellerinden kısa örnekler.

Günah hastalığının İlacı
 
Tövbe kökünü istiğfar yaprağıyla karıştırıp
Gönül havanında tevhit tokmağıyla güzelce dövmeli
İnsaf eleğinden eleyip gözyaşıyla hamur etmeli
Aşk ateşinde pişirip muhabbet balına katarak
Gece ve gündüz kanaat kaşığıyla yenmeli.
 
KASİDE
 
Gurubum geldi ey Saki, bana medle’e görünmez mi,?
Ölümüm geldi ey Mevla, bana lütfün görünmez mi?
 
Beni candan usandırdı feleğin çarkı canbazi,
Acep nesimi hevadan bana zerre görünmez mi?
 
Meclisi ekabirde kusurum i’tirafından ,
Bağışlanır cürümler hep bana, şefkat uyanmaz mı?
 
“Herisün Aleyküm” sırrını hatırla ey cana,
Benim de ümmeti olduğuma lütfun yakışmaz mı.
 
Büyük dergâhına tuttum yüzüm Gaffar-u Rahzanım.
Bana baran rahmetinden acep bir katre yağmaz mI.
 
Niçün böyle ümitsizlik içinde kaldın Ey Sıdık,
“Öd’uni estecip leküm” senedi kâfi gelmez mi…

MÜNACAAT

Hasta halim, dilperişanım meded yarap meded,
Dembedem artmakta efganım meded yarap meded.
 
Tövbekârı affedersin, sitredersin cürmünü,
Sahip bikes olanın, el meded yarap meded.
 
Nefsi şeytan şerrinden hem koru bu acizi,
Nazıri didarın eyle, el meded yarap meded.
 
Kabr-u mahşerde mizanda hem sıratta kıl delil,
Zat-i pak-i Mustafayi, el meded yarap meded.
 
Hür-u gilman Sıddık’ın canına hiç minnet degil,
Maksadi görmek cemalin, el meded yarap meded.
 
Şeyh Muhammet Sıdık Efendinin kasidelerini ve münacat isimli manzum divanı ve sözlerini ihtiva eden “FİKİR BAHÇESİ” isimli eserinin neşir edileceği haberini yeğeni ve damadı Fahrettin Taşkesenlioğlu’ndan aldık.Muhammet Sıdık Efendi 13 Şubat 1985 tarihinde Rahmeti rahmana kavuşmuş olup, Cenaze namazı Emir Şeyh camiinde kılındıktan sonra Asri mezarlıktaki Taşkesenli aile kabristanına defin edilmiştir. Kabri şerifleri Amcası M.Sırrı Efendinin yanındadır.
Ruhu şad makamı cennet olsun.