Eş-ŞEYH KÂTİP El-HAC MUSTAFA FEVZİ EFENDİ (K.S)

(1871-1924):
Erzincan’ın Eğin (Kemaliye) ilçesinde 1871’de doğan şair mutasavvıf Mustafa Fevzi Efendi 7 yaşında iken İstanbul’a zamanının Huzur Dersleri hocalarından olan Kasapzâde Vaiz Efendi tarafından getirilmiş ve ilk dini tahsilini hocasından yapıp, tahsilini İstanbul’da tamamlamıştır. Bahriye teşkilatında kâtiplik görevinde bulunması
dolayısıyla ‘’kâtip’’ lakabıyla tanınmıştır. Zamanının sosyal problemleri ile ilgilenmiş, halkın sorunlarını Cerîde-î Sûfiyye gazetesinde ki köşesine taşımıştır. Döneminde ortaya çıkan kavmiyetçilik ve ateizm akımlarına karşı eleştirel bir tavır takınmış ve bu fikirleri savunan Abdullah Cevdet’e reddiye babında İzhar-ı Hâkîkât eserini telif etmiştir. Mustafa Fevzi Efendi’nin şairliği ile fikirlerini savunduğu mutasavvıf kişiliği mündemictir. Fikir ve düşüncelerini şiir ile ifade etmiştir. Şiirlerinde yer yer Arabça ve Farsça terkibler kullanmasına rağmen sade ve anlaşılır bir dil hakimdir. Şiirleri didaktik ve nasihatvaridir. Eserlerinde ve şiirlerinde zamanın kutbu ve Şeyhi İmâm Ahmed Ziyaüddîn Gümüşhânevî’nin (K.S) (R.A) etkisi görülmektedir. Mustafa Fevzî Efendi dönemin siyasi faaliyetlerine katılmamıştır fakat toplumsal sorunlarla ciddi ve yoğun bir şekilde ilgilenmiştir. Batıcılık, Osmanlıcılık, Türkçülük ve İslâmcılık gibi akımların ortaya çıktığı dönemde yaşayan Mustafa Fevzî Efendi Osmanlıcılık ve İslamcılık akımlarını benimsemiştir. Panİslâmizm ve ittihad-ı İslâm görüşlerini savunmuştur. Gazetede yazdığı makalelerde kavmiyetçiliğe ve batıcılığa eleştirel yaklaşırken İslâmcılık akımına da öncülük etmiştir. Döneminin çöküş şartlarınının yol açtığı üzüntüyü yüreğinde hissetmiş ve çıkış yollarını aramıştır. Bulduğu çıkış yollarını gazetede yazdığı yazılarında okuyucu ile paylaşmış kıymetli bir mütefekkirdir.

Evvelâ, Nakşibendî tarikatı Halidiyye kolu
şeyhlerinden zamanın Kutbu Ahmed Ziyâüddin Gümüşhânevi’ye intisab edip onun Tasavvufî terbiyesi altında yetişen Mustafa Fevzî Efendi bilâhare Gümüşhânevî'nin vefatını müteâkib postnişin olan Allâme Hasan Hilmî Kastamonî (K.S) (R.A)'in yanında Sülûkunu tamamlayıp, İrşâd Selâhiyetine (Şeyhliğe) Mazhar olduğuna dair İcazetnâme almıştır.

Tasavvufi konularda derin bilgisi yanında geniş kültüre de sahip olan Mustafa Fevzi
Efendi'nin eserlerinin hepsi manzumdur. Mânevi coşkuyla hikmetli, didaktik şiirler söylemiştir.
Eserlerinde tasavvuf hakikatleri ve terbiyesini, tarikat adabını anlatan şair esas itibariyle
Mürşid-i kâmil bulma ve İnsanı Kâmil olma yolunda uğraşanlara şiirleriyle ışık tutmaya çalışmıştır. 1924’te İstanbul’da vefat etmiştir.

KENDİSİ GÜMÜŞHÂNEVÎ DERGÂHI HAKKINDA ŞU KIT'A YI KALEME ALMIŞTIR.

NAKŞBENDÎ DERGÂHIDIR
BU MAKÂM-I DİLGÜŞA (Gönüller açan)
İŞTE MEYDÂN-I MUHABBET
GEL ÂZÎZİM MERHABA


Basılan eserleri şunlardır:

Menâkıb-ı Ziyaiyye,
Mir’atü’ş-Şühud,
Menâkıb-ı Haseniyye,
Kitabü İsbati’l-Mesâlik,
Mîzânü’l-İrfân,
Şümusü’s-Sâfa,
İzhar-ı Hâkîkât.